'Ben'' sözcüğü, yaşamdaki en önemli sözcüklerden biridir. Bedensel kimliğimizi ifade ettiği gibi ruhsal kimliğimizi, dürtülerimizi, megalomanilerimizi de ifade eden, derin anlamları olan, psikiyatri biliminde ve edebiyatta da çok önemli yeri olan bir sözcüktür. Oysa deri üzerindeki ''ben''lerden söz edildiğinde anlamı da, yerleşimi de bu kadar derin değildir. Halk arasında derideki pek çok oluşuma ''ben'' adı verildiği halde bizim için önemli olan benler, renk hücrelerinin (Melanosit) biraraya gelerek oluşturduğu açık kahverenginden - gri veya siyaha kadar değişebilen renkteki oluşumlardır. Bazen, deri düzeyinde kabarık olabilirler.
Bu benleri önemli kılan deri üzerinde görülen kanserlerin en habisi olan ''Malin Melanoma'' adlı kansere dönüşebilmesidir. Bu benlerin bir kısmı doğumsal iken, bir kısmı da sonradan ortaya çıkabilir. Halk arasında doğumsal olanların emniyetli olduğuna dair bir kanı varsa da bu tamamen yanlıştır. Aynı tehlike doğumsal olanlarda da vardır, hatta biraz daha fazladır.
Doğumsal olanların bir kısmı büyük boyutlarda ve kabartılıdır (Dev nevus). Bunlarda kanserleşme oranı daha fazladır ve çok dikkatle izlenmelidir. Çarpma, vurma, kesme ve benzeri zedelenmeler, her türlü benin kanserleşme olasılığını artırır. Sonradan oluşan benlerin, gelişiminde kalıtsal zeminin yanı sıra en önemli etken güneş ışığıdır.
Özellikle kısa sürede alınan yüksek doz güneş ışını ve oluşan güneş yanıkları ben artışını hızlandırdığı gibi, kanserleşme olasılığını da artırır. Her bir güneş yanığı tehlikeyi daha çok arttırır ve özellikle çocukluk yaşlarındaki güneş yanıkları daha tehlikelidir. Bu nedenle benlerin artış ve kansere dönüşünü engellemek için güneşten iyi korunmak gerekir. Genellikle 0.5 cm'nin üzerindeki benlerde tehlikenin olduğu ve boyut büyüdükçe tehlikenin arttığı kabul edilir.
Benlerin bir Deri Hastalıkları Uzmanı tarafından görülüp değerlendirilmesi gerekir. Varolan benler üzerindeki hızlı değişiklikler, olumsuz bir değişimin habercisi olabilir. Özellikle 1-2 ay içerisinde olan hızlı değişiklikler önemlidir. Hızlı büyüme, hızlı renk değişiklikleri ve hızlı şekil değişiklikleri ciddi uyarıcı belirtilerdir.
Ayrıca benin üzerinde bir kanama, şişme, kızarma, şiddetli kaşıntı da uyarıcı belirtilerdir. Bu tip değişiklikler görüldüğünde hiç vakit geçirmeden bir Deri Hastalıkları Uzmanına görünmek gerekir. Şüpheli olan ben, hemen cerrahi olarak çıkarılıp tetkik edilmelidir. Halk arasında çok yanlış bir şekilde yerleşmiş olan bir kanıya göre benlerin aldırılmasının tehlikeli olduğu düşünülür. Tamamen yanlış bir düşünce olup, çıkarılan benin kişi için hiçbir tehlikesi olamaz. Aksine, melanomların erken yakalanması kişinin hayatını kurtarabilir. ''Ben''lerimize dikkat edelim.
Beyaz Lekeler
Yaz güneşi ortalığı kavuranda
Eser püfür püfür eyyam-ı buhur.
Şaşkınlar cıbıl, hem de ıslak duranda,
Gün gider, yel gider, beyaz lekesi durur.
Yukarıdaki dörtlükten de ifade edildiği gibi, halk arasındaki yaygın bir kanıya göre yazın eyyam-ı buhur (Sam Yeli) estiğinde güneş altında, hem de ıslak olarak kalınınca, derideki su damlacıkları mercek (büyüteç=pertavsız) görevi görerek deriyi zedeler ve beyaz lekeler oluşurmuş. Pek doğaldır ki geçerliliği olmayan bir düşünce, fakat en azından kendine göre bir mantık silsilesi var. Burada akla yanıtları zor olan şu sorular gelebilir: Su damlacıkları niye Sam Yeli estiğinde mercektir de esmediğinde değildir veya Sam Yeli Sam Amca tarafından mı gönderilir?
Sözü edilen hastalık, derideki beyaz lekelerin en iyi tanınanı ''Vitiligo'' veya halk arasındaki adıyla ''Ala'' adlı hastalıktır. Beyaza yakın açık renkleriyle dikkati çeken lekeler hastalığın tipik belirtileridir. Bunlar, kendi bildikleri gibi azalıp çoğalabilirler. Seyirlerini Sam Yeli değil, fırtınalar dahi değiştiremez. Görünüşlerinden başka hiçbir zararları yoktur, ağrı, kaşıntı yapmaz, yaşam süresini etkilemez, kimseye bulaşmazlar. Yalnızca bir estetik kusur olarak sorun yaratırlar. Nedeni bilinmeyen bu hastalıkta pek çok şey suçlanmışsa da kesin nedeni bulunamamıştır. Bilinen önemli özelliklerinden biri her hastada olmasa da kalıtımın etkili oluşudur. Bunun yanı sıra her türlü zedelenme (çarpma, vurma, kesme, yanık vb.) hastalığın gelişimini kolaylaştırır. Özellikle gövdede yerleşen bir tür mantar hastalığı Vitiligoyu çok taklit eden belirtiler yapar ve bazen hekimler tarafından bile karıştırılır.
Bunun dışında, seyrek rastlanan bazı bulaşıcı hastalıklarda bu tür lekelere rastlanabildiği gibi yine bunlara benzeyen bazı doğum lekeleri veya bazı hastalıkların bıraktığı izler de bu hastalığı çok taklit eder.
Hastalığın kesin tanımı bir Deri Hastalıkları Uzmanı tarafından rahatlıkla konabilir, fakat tedavisinde başarı bu kadar kesin değildir. Güneş ışığı da dahil ışın tedavileri ve bazı yerel ilaçlar zaman zaman iyi sonuç verebilir. Fakat sonuç kişilere göre veya zamana göre değişebilir. Eğer bu lekeler kişi için önemliyse denemeye değer. Ayrıca çok güzel kamuflaj yöntemleri de vardır ve lekeleri çok iyi saklayabilirler.
Kara Lekeler
Günümüz leke temizleme günü. Yeni çıkan güçlü, kuvvetli, kaslı, pazulu deterjanlar her türlü lekeyi temizlemektedirler. Renkli, renksiz, kanlı, kansız, maddi, manevi her türlü leke bu dayanılmaz etkinliğe yenik düşmektedir. Fakat insan derisindeki esmer lekeler bu güçlerin hepsine kahramanca karşı koyarak varlıklarını sürdürmektedirler. Bu esmer-kahverengi lekeler insanoğlunu hep rahatsız etmiş ve estetik kaygılar nedeniyle üzmüştür. Bu nedenle de deri rengi açma çalışmaları çok eski yıllara dayanmaktadır ve ilk denemeler ''Arap Sabunu' ile zencilerin rengini açma yönünde olmuş, doğal olarak da başarısız olmuştur.
Esmer lekelerin en çok rahatsız eden tipleri yüzde yerleşenleridir, çünkü her an göz önündedirler ve hekimlik mesleği dışından her gören de bir tedavi önerir. Bunların ortaya çıkışlarında ve artış göstermelerinde en önemli rol güneş ışığına aittir ve güneş ışınsız yüz lekesi olmaz. Güneş ışığının yanı sıra bazı kadın hastalarda gebelik bu lekeleri kolaylaştırıcıdır ve doğum kontrol hapları da aynı şekilde etki ederler. Bu nedenle, bu gibi durumlarda yüzün güneşten iyi korunması gerekir. Ayrıca kolonya, parfüm ve parfümlü ürünlerin sürülmesinden sonra güneş ışığı görülürse yine kalıcı lekelere neden olabilir. Yazın, gündüz, özellikle duyarlılığı bilinen kişilerin benzer ürünlerden kaçınması gerekir. Esmer-kahverengi olan bu lekeler her güneş gördüklerinde koyulaşırlar, kışın ise biraz soluklaşırlar. Tam olarak giderilmeleri mümkün olmasa da, özel renk açıcı ve soyucu ilaçlarla renkleri soldurulur ve buna iyi bir güneşten korunma da eklenerek, ideal olmasa da estetik açıdan amaca uygun bir sonuç alınabilir.
Bu lekelerin dışında da vücudun değişik yerlerinde benzer esmer lekeler görülebilir. Bunların bir kısmı doğumsal olup, görünüşün dışında zararsızdırlar. Bir başka leke türü ise çeşitli hastalıkların iyileşme dönemlerinden sonra ortaya çıkabilir. Bazı ilaçlara bağlı ve yine güneş ışığı ve bitki özsularının etkisiyle (incir gibi) oluşan lekeler vardır. Bu tip lekelerde eğer olay yinelenmezse zaman içinde kendiliğinden gerilemeler görülebilir. Lekesiz günler dileğiyle...
http://www.turkderm.org.tr/menu/71/ben-ve-lekeler