Bu paylaşım bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.
Her tedavi her kişi de farklı sonuçlar ve farklı etkinlik süreleri sunabilir.
Sağlıklı ve güzel günler dilerim ...
PRP (PLATELETTEN ZENGİN PLAZMA) NEDİR ?
HANGİ AMAÇLARLA KULLANILIR?
Günümüzde estetik ve kozmetik uygulamaların büyük bir kısmı; deride epidermisin (derimizin en üst tabakası) yenilenmesini, dermisin (derimizin alt tabakası) uyarılmasını ya da dermiste destek dokuların (bağ ve cilt altı yağ dokusu) arttırılmasını hedeflemektedir.
Bu amaçla deriye uygulanan tüm ürünlerin insan derisi ile uyumlu olması ve biyolojik olarak bir süre sonra deriden tamamen kaybolması istenmektedir (Dolgu amaçla kullanılan hyaluronik asitler, zamanla tamamen deride eriyen iplik doku askı sistemleri gibi).
Bunların sentetik yapılarından dolayı deride reaksiyonlar gösterebilme riskleri düşükte olsa bulunmaktadır.
Bu nedenle son yıllarda estetik uygulamalarda hastanın kendisinden alınan dokular kullanılmaya başlanmıştır (Hastadan alınan yağ dokusu, kök hücreleri ve kan bileşenleri gibi).
Hızla yaygınlaşan PRP (Platelet Rich Plasma = Platelet'ten zengin plazma) tedavisi işte bu uygulamalar arasında yer almaktadır.
PRP yöntemi, günümüzde ince çizgiler ve kırışıklıklar, cilt yenileme ve gençleştirme, deri volümünü arttırma, yara iyileşmesi, sivilce izleri, saç dökülmeleri, deri çatlakları, melasmada (gebelik lekeleri ve güneş lekeleri), saç ekimi sonrası ya da saç dökülmelerinde ve lazer uygulamaları sonrasında (doku yenileyici olarak) kullanılmaktadır.
Tek başına kullanıldığı gibi botox, lazer, mikroiğneleme (dermaroller, microneedeling) ve estetik cerrahi uygulamaları ile birlikte kullanılabilmektedir.
Ülkemizde kök hücre tedavisi olarak tanıtılmakla birlikte aslında bir kök hücre uygulaması değildir!!!
Hastanın kanından PRP elde edilmesi için birçok sistem geliştirilmiştir.
Tüm sistemlerde asıl amaç kanın hücreleri olan eritrositlerin (kırmızı kan hücreleri), trombositlerin (doku onarıcı ve kanın pıhtılaşmasını sağlayan kan hücreleri, platelet olarak ta tanımlanmaktadır), lökositlerin (beyaz kan hücreleri) ve kanın plazmasının (kanın sıvı kısmı) birbirinden ayrışmasının sağlanmasıdır.
Bu ayrışma ile trombosit sayısından zenginleşen kısımda normal kana göre 3-7 (1 milyon civarında) kat fazla trombosit konsantrasyonu elde edilmektedir. Bu bölüm daha sonra hastanın istenilen dokularına tekrar enjekte edilmekte, deri yüzeyine jel ve solüsyon formunda sürülebilmekte yada maske şeklinde uygulanabilmektedir.
Bu hücreler deriye uygulandığında dokularda aktif hale geçerek hücre (doku) büyüme faktörleri salgılamaktadırlar.
Böylece dokuda yenilenme sürecini başlatmaktadırlar.
Bu yöntemin en önemli avantajı hastanın kendi kanından elde edilmiş olması ve alerji riski taşımamasıdır.
Platelet diğer adı trombosit olan kan hücreleridir ve vücudumuzdaki hasarlı dokularda kanamanın durmasını ve gelişen hasarın onarılmasını yani yara iyileşmesini sağlamaktadır.
Plateletler damar içerisinde ve dalakda yüksek konsantarasyonda bulunurlar.
Normalde kanda mm3’te yaklaşık olarak 140.000–400.000 platelet bulunmaktadır.
Trombositler kemik iliğinde yapılırlar ve kan dolaşımına katıldıklarında yaşam süreleri 7-10 gündür. Dolaşımdaki yaşam sürelerini tamamladıktan sonra vücudun temizleme sistemi makrofajlarca temizlenirler. Eksikliğinde trombositopeni ve sonucunda kanama bozuklukları meydana gelmektedir.
Bu hücreler (plateletler) damar dışına çıktıklarında aktif hale gelerek içlerinde taşıdıkları aktif maddeler;
- kanın pıhtılaşma faktörlerini,
- dokuları birbirine yapıştıran glikoproteinleri (dokuların yapıtaşı),
- sitokinleri (hücrelere sinyal ileten moleküller),
- kemokinleri (diğer doku tamir maddelerini ortama çağıran sinyal molekülleri)
- integrin (hücrelerin birbirleriyle iletişimini sağlayan moleküller) ve
büyüme faktörlerini hücre dışına salgılamaktadırlar.
Yukarıda sayılan tüm bu moleküller trombositlerin içerisinde granül olarak tanımlanan keselerde bulunmaktadırlar. Normalde hasarlı dokuya göç ettiklerinde tüm bu biyolojik olaylar (yani doku tamiri, iyileşmesi vs.) trombositlerden salınan 30'un üzerindeki biyolojik aktif molekül sayesinde meydana gelmektedir.
PRP uygulamasında amaç nedir?
PRP uygulamasının amacı hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda plateleti verebilmektir. Böylece dokunun onarımı hızlı ve güçlü bir şekilde başlar ve çok daha çabuk sonuçlanır. PRP ile elde edilen plateletlerin yoğunluğu kandakinden 2 ila 6 kat fazladır. Normalde erişkin bir insanda kanda platelet sayısı 200,000± 75,000 µL dir. PRP de ise platelet miktarı 1 milyon µL olmaktadır. PRP hazırlanırken alınan kannın % 10 undan PRP elde edilmektedir. Normal bir kan pıhtısında %93 kırmızı kan, %6 platelet ve %1 ise beyaz kan hücresi bulunmaktadır. PRP hazırlandığında bu oranı platelet lehine tam tersine çevrilir ve plateletler %93, kırmızı kan hücreleri %6, beyaz kan hücreleri ise %1 olur. Ayrıca PRP de normal olarak kanda bulunan büyüme faktörleri de 7-30 kat artmaktadır.
PRP’nin cilt gençleştirme de etkisi nasıldır?
Derimizin yaşlanması aynı yaralanma sürecinde olduğu gibi bazı fiziksel özelliklerini kaybetmesinden kaynaklanır. Bu nedenle derimizi gençleştirmeye yönelik uygulamalarda aslında vücudumuzun bir yarayı iyileştirirken yaptıklarını taklit etmek hedeflenmektedir. Derideki bir hasarı en etkili, en hızlı ve en doğal biçimde onarabilecek olan yapı, yine derinin ait olduğu bütünün bir parçasıdır, bu nedenle PRP uygulaması damarlarımızda dolaşan bu sihirli gücü harekete geçiren bir yöntem olarak geliştirilmiştir.
Peki plateletler bizim kanımızda serbest halde dolaştığına göre neden yaşlanan dokuya kendiliklerinden gidip bu süreci başlatamıyorlar?
Aslında kan dolaşımında ki plateletler aktif değildirler ancak hasarlı ya da yaşlanmış dokularda damar dışına çıktıklarında aktif hale gelmektedirler. Ayrıca kanda normal yoğunlukları yeterli mktarda da olmayabilir. Bu nedenle plateletler yoğunlaştırılıp PRP haline getirilir ve hedeflenen dokulara; yüze, boyuna, ellere ve diğer alanlara uygulanırlar.
PRP yeni bir yöntemidir?
PRP yaklaşık 30 yıldır kullanılmaktadır. İlk olarak 1987’de açık kalp ameliyatlarını takiben kullanılmıştır. Kozmetik amaçlı yüz gençleştirmede 2004 yıllından beri kullanılmaktadır. Ortopedik girişimler, ağız ve çene cerrahisi, travmatik cerrahi işlemler, plastik cerrahideki flep kaydırma ameliyatları, gözde maküler lezyonlar, korneal epitelyal hasarlarda, özellikle ortopedik ve travmatik cerrahide kemik, kıkırdak ve doku defektlerinde en fazla gelecek vaad eden teknik olarak görülmektedir. Dermatolojide, plastik cerrahi ile birlikte daha çok kronik yara ve yanık bakımında kullanılırken son yıllarda kozmetik dermatoloji alanında da kullanılmaya başlanmıştır.
PRP uygulamalarının klinik kullanım alanları nelerdir?
- İyileşmesi uzamış yada kapanmayan yaralar ve çatlaklarda,
- Yüz, boyun, dekolte bölgesi, eller, bacak içleri, kollar gibi vücut bölümlerinde cilt gençleştirme amaçlı,
- Lazer / peeling gibi uygulamalardan hemen sonra, derinin hızla yapılanmasını sağlamak,
- Deride yılların ve UV ışınlarına maruz kalmanın sonuçlarını geriye döndürecek biçimde kırışıklıkların düzelmesini, çöküntülerin giderilmesini, esneklik ve parlaklığının yeniden kazandırılmasını sağlamak,
- Cildin esneklik ve parlaklığının arttırılması amaçlı,
- Saç dökülmelerinde tek başına yada diğer tedaviler ile kombine kullanılabilmektedir.
Ayrıca;
- Kadınlarda genital bölge ve vajinal alana lazer tedavileri ile birlikte ve.
- Melasma (doğum lekeleri) gibi yüz leklerinde de kullanılabilmektedir.
- PRP güvenilir bir uygulama mıdır?
- PRP uygulamasında hastanın kendi kanı alınmaktadır.
PRP uygulamaları güvenilir midir?
Kanın alınması, plateletlerin ayrıştırılması gibi işlemler steril bir ortamda yapılmaktadır, yani dışarıdan herhangi bir bulaş riski yoktur. İşlemler sonrasında hazırlanan PRP ye eklenen hiçbir şey mevcut değildir. Bu nedenlerle uygulama standartları ile yapıldığında son derece güvenilir bir yöntemdir.
Pratikte PRP uygulaması nasıl yapılır?
PRP doktor muayenehanesinde tüm aşamaları steril ortamda hazırlanmakta ve uygulama doktor tarafından yapılmaktadır.
Kan antikoagülan katıldıktan sonra 8 saat kadar saklanabilmektedir. PRP aktive edildikten sonra trombositlerden büyüme faktörlerinin dışarıya dokuya salınımı 10-15 dakikada bitmekte hatta 10. dakikada salınan faktorler en yüksek konsantrasyonlara ulaşmaktadır. PRP uygulamalarında bu özelliğe dikkat etmek gerekmektedir.
PRP deriye nasıl uygulanır?
PPR deride dermis (derinin alt tabakası) tabakasına yüzeysel yada derin uygulanabilmektedir.
Dermisin üst tabakalarına mezoterapilerde olduğu gibi yüzeyel iğneler ile (napaj yöntemi ile-point by point) uygulanır. Bu uygulama ile amaç derinin nemini artırabilmektir.
Derin dermise ve dermis altına dolgu madelerinin uygulandığı gibi yine iğneler ile derin uygulanmaktadır. Bu uygulama ile derinin volümünün arttırılması ve dokuların yeniden şekilendirilmesi amaçlanmaktadır.
İğneler dışında PRP den hazırlanan jel ve solüsyonlar hedeflene alana deriye direkt sürülelerek ya da özel hazırlanan maskeler şeklinde de kullanılabilmektedir.
2-4 ml'lik PRP tüm yüz ve boyun için yeterlidir.
PRP uygulamasında ağrı hisseder miyim?
Prp uygulamaından önce uygulama bölgesine 30-45 dk süre ile lokal anestezik krem ve buz uygulanmaktadır, böylece ağı hissi yok denecek kadar az olmaktadır.
Bu tedavinin uygulanması ne kadar sürüyor?
PRP hazırlanması ve uygulamanın yapılması yaklaşık 30-45 dakika sürmektedir. Hasta için özel bir koşul gerektirmemektedir.
Uygulanacak PRP’nin belli bir dozu var mıdır?
Yapılan bilimsel çalışmalarda PRP nin doz aşımının olmadığı gösterilmiştir. Bu nedenle yeterli miktarlar ihtiyaç alanına göre hazırlanır ve elde edilen PRP’nin tamamı kullanılabilir.
PRP kaç seans uygulanır ve seans aralıkları nasıldır?
Uygulamalar 2-4 hafta ara ile 3-4 seans uygulanır. Buna 1 kür denilmektedir. 6 ay yada yılda 1 kere yapılan kür uygulamaları elde edilen sonuçların kalıcı olmasını sağlamaktadır.
PRP uygulamasında olumlu etki ne zaman görülür?
Yapılan bilimsel çalışmalarda PRP uyguaması sonrası 2 haftada klinik cevabın gözlendiği ve bu cevabın 2-3 ay sürdüğünü görmekteyiz. Uygulamadan hemen sonra ciltte sağlıklı bir parlaklık ortaya çıkar. Daha sonra bu parlak görünümde biraz gerileme olur, ancak 3. – 4. uygulamadan sonra (yani 1 kür uygulandıktan sonra) bu etki kalıcı hale gelmektedir.
PRP uygulamasının avantajları nedir?
Sağlanan gençleştirici etkinin dolgu ve benzer uygulamalarda elde edilen etkiler gibi sadece belirli alanlara yoğunlaşmış olmaması, derinin daha büyük bir bölümüne yayılması ve daha kalıcı olmasıdır.
Diğer yöntemlerle sağlanan olumlu sonuçlar belli bir süre devam eder ve etkileri azalarak kaybolur. Ancak PRP’nin olumlu sonuçları uygulanan kişiye ait olmakla birlikte daha uzun süreli kalıcıdır.
Diğer tedavilerle kombine ( birlikte) uygulamalarla çok daha iyi sonuçlar elde edilebilmektedir.
PRP içeriğindeki TGFα ve β ile yeni kollajen yapımı, EGF ve VEGF ile yeni damar yapımı, PDGF ile hücre dışı destek doku yapımı artışı ile doku yenilenmesi ve gençleştirmesi sağlamaktadır.
İçeriğindeki Fibrin jel biyolojik yapışkan gibi davranarak cerrahi sırasında ve sonrasında kanama kontrolünü sağlar ve deriyi alt dokulara yapıştırıcısı görevi görür.
Alerjik değildir ve muhtemel infeksiyonlar (HIV, Hepatit B ve C, CJD, vb.) açısından güvenlidir.
Hastadan elde edildiği için kabul edilmeme riski yoktur.
Aynı zamanda iceriğindeki az miktardaki lökosit, antikor ve proteolitik enzimler sayesinde fizyolojik olarak antibiyotik görevi de görürler.
Plazma içeriğinde ayrıca hormonlar, biyotransforme vitaminler ve diğer besinler bulunur. Dermal ve deri altı enjeksiyonlar şeklinde kullanım kolaylığı olan bir urundur.
Plazma toplama işlemi ofis ortamında yapılabildiği için kullanımı son derece uygun bir yöntemdir.
Diğer uygulamalara göre daha ekonomiktir.
Bu uygulamada istenmeyen etkiler söz konusu mudur?
Hastaya kendi kanından üretilen bir materyal (PRP) verilmektedir. Yapılan işlem basitçe yara iyileşmesi sürecini başlatmak ve hızlandırmaktır. İstenmeyen bir etki ile karşılaşma olasılığı oldukça düşüktür.
PRP uygulaması öncesi ve sonrasında nelere dikkat etmek gerekir?
Uygulamadan 7-14 gün öncesinde fibroblast aktivitesinin arttırılması için vitamin C (1,000 mg/gün) ve D vit verilebilir.
Aynı amaçla vit A kremleri ile Vit C serumları 7-14 gün öncesinde kullanılabilir.
Platelet uygulamalarında uygulama alanında inflamasyon gereklidir. Bu nedenle uygula öncesinde ve sonrasında anti inflamatuarlar (ağrı kesiciler) ve aspirin 3-5 gün süre ile kullanılmamalıdır. İşlemden sonra 6 saat süre ile yüz yıkanmamalı herhangi bir krem yada makyaj ürünü sürülmemelidir.
PRP kimlere uygulanamaz ?
Platelet disfonksiyon sendromu bazı problemlere yol açabilir. Kritik trombositopeni, hipofibrinojenemi, hemodinamik dengesizlik, sepsis, antikoagülan tedavisi (dolgu uygulaması için), akut ve kronik infeksiyonlar, fasiyal kanseri veya kronik karaciğer patolojisi olanlarda kullanılmamalıdır. Gebelerde, emziren kadınlarda, otoimmün hastalıkları olanlarda, platelet kaynaklı kan hastalıkları olanlarda, platelet sayısı düşük olanlarda, aktif enfeksiyonu olanlarda, antikoagülan tedavi (kan sulandırıcı) görenlerde, ve kanser hastalarında PRP tedavisi uygulanamaz.
Uygulama sonrasında neler yaşayacağım?
Uygulama alanında hafif ödem kırmızılık ve morarmalar gelişebilir. Bunun için K vit içeren kremler kullanılabilir.
Şişmeler gelişebilir. 1-2 günde bunlar azalmakta ve göz çevresinde ödemler 3-5 gün sürebilmektedir.
PRP diğer yöntemler ile kombine olarak kullanılabilir mi?
Mikroiğneleme ve Frakasiyonel lazer ugulamaları deride yarattıkları mikro hasar ve bunların iyileşme süreci ile ile birlikte cildin yenilemesini sağlamaktadır. Ancak her iki uygulama sırasında deride açılan mikrohasar delikleri PRP’nin deriden emilmesini arttırmaktadır.
Yağ transferleri ile birlikte PRP çok daha iyi klinik sonuçlar vermektedir.
Dolayısı ile birçok işlemle birlikte kombine olarak kullanılabilmektedir. Ancak botulinum toksin uygulaması da yapılacaksa önce PRP kürü tamamlanıp toksin uygulaması 2 hafta sonrasında yapılmalıdır. Atm tersi şeklinde önce toksin sonra PRP uygulandığı taktirde toksinin etkinliğini azalttığına dair bir takım bilimsel çalışmalar bulunmaktadır.